MANTAR NEDİR?
Mantar deyince aklımıza hemen, çayırlarda, ormanlarda rastladığımız çeşit çeşit renkli "bitkiler" gelir. Bunlar kimimize göre zehirli şeyler, kimimize göre de leziz yiyeceklerdir.
Ama bu arada başımızın belası, ayak parmakları arasında oluşan bir deri hastalığını da anımsarız.
Bir de gerçekten başımızın belası kepekler!
Ya bayatlamış ekmekleri nemli bir yerde bıraktığımızda üzerinde beliren küflere ne demeli?
Peki ekmeğimizi maya ile yapmıyor muyuz? Bira mayası da var tabii.
Eğer soframızda varsa, rokfort (Roquefort) peynirinin mavi küfleri nedir ki?
Ya her derde deva penisilin, onu da unutmayalım.
Bütün bu saydıklarımızın hepsi de bir ve aynı dünyanın bireyleridir. Yani 'MANTAR DÜNYASI' nın. Ama burada bizim konumuz sadece ilk saydığımız mantarlar, yani zehirli yada zehirsiz, çayırlarda ormanlarda rastladığımız mantarlar olacak.
Genelde yüzbini aşkın türü olan mantarların büyüklükleri çok değişkendir. Bir hücreli mikroskopik mantarlar olduğu gibi boyu metreleri bulanlar da vardır. Bizim konumuz olan mantarlar, aslında toprak altında saç teli gibi incecik iplikçik (hif) yığınlarından oluşurlar (miselyum).
Mantarlar esas olarak sporla üreyen (kriptogam) canlılar olduklarından üremelerini sağlayan sporlarını oluşturmak için meyva verirler. Bizim toprağın üzerinde gördüğümüz, ve yanlış olarak mantar dediğimiz rengarenk şeyler aslında, mantarların bu meyveleridir.
Ne bitki ne hayvan
Biz yukarıda mantarlardan sözederken "bitki" deyimini kullandık. Oysa mantarlar aslında bitki değildirler.
Çok yakın zamanlara kadar canlılar dünyası, bitkiler dünyası ve hayvanlar dünyası olarak ikiye ayrılıyor ve mantarlar da bitkiler dünyasına dahil ediliyorlardı.Ne var ki yapılan son araştırmalar sonucunda mantarların ne bitkiler dünyası'na ne de hayvanlar dünyası'na ait olmadiği, ayrı bir dünya olan mantarlar dünyası nı oluşturduğu anlaşılmıştır.
Bu değişikliğin nedeni mantarlarla bitkiler arasında temelde büyük farklılıkların olduğunun belirlenmesidir. Bu farklılıklardan en önemlisi ise mantarların yeşil renkli klorofil maddesine sahip olmamalarıdır. Bu madde bitkilere özgüdür ve klorofil özümlemesi yapmaya ve bu yolla 'karbon hidrat' yani besin maddesi oluşturmaya yarar.
Bu konuda daha geniş bilgi için (Bak: Canlıların Sınıflandırılması)
Sınıflandırma
Mantarlar yapısal gelişmişliklerine göre ve giderek sporlarını oluşturma biçimlerine göre sınıflandırılırlar. (Bak:Mantarların sınıflandırılması) Ayrıca büyüklüklerine göre de ikiye ayrılırlar. Çıplak gözle görülebilenler, yani büyük mantarlar (macrofungi) ve mikroskopik olanlar (microfungi).
Bizim burada ele alacağımız mantarlar işte bu büyük mantarlardır. Esas olarak ta biçimleri şemsiyeye benzeyen, sapı(ayağı, gövdesi) ve sapının üstünde de bir şapkası olan mantarlardan söz edeceğiz. Bu mantarlara literatürde ŞAPKALI MANTARLAR adı da verilmektedir.
Öte yandan, mantarları tanımak için değişik pratik şemalar ve/veya çizelgeler yapılmaktadır. Mantarları pratikte global olarak belirlemekte oldukça yardımci olan böyle bir şemayı, mantarların sınıflandırılması bölümune koyduk. (Bak:Mantarların tanıtım şeması)
Başa Dön
MANTARLARIN YAPISI
Bildiğiniz gibi bizim mantar olarak topladıklarımız mantarın meyveleridir. Mantar esas olarak yer altında yada kütük veya benzerlerinin içinde yaşayan ince iplikçiklerden oluşur (miselyum). Miselyum çoğu kez bir yıldan uzun ömürlüdür. Ancak meyvelerinin çoğu birkaç gün/hafta ömürlü olurlar.
Mantarların tanınmasında rol alan özellikler nelerdir:
Mantar şapkasının biçimi
Şapkanın alt yüzü
Lamelli mantarlarda, lamellerin konumu ve özellikleri
Ayakların biçimi
Mantar ayaklarında halka (yaka), kase veya çorap olup olmaması
Mantar sapının gevrekliği
Mantar şapkasının, sap ile bağlantısı
Mantarın rengi
Mantarın kokusu
Mantarın tadı
Mantar sporlarının rengi
Şimdi bunları sırasıyla ele alacağız:
A- ŞAPKANIN ŞEKLİ:
Mantarların tanınmasında şapka biçimleri önemli rol oynarlar. Esas olarak yandaki dört biçim söz konusudur.
Ayrıca kremit biçimi, dalgalı, ortası çökük vb. gibi çok değişik biçimler de bulunur.
Bunun yanısıra şapka zarının kolaylıkla soyulabilmesi, zarın altında şapka etinin rengi, pulların varlığı, renk hareleri, radyal yada dairesel çizgiler, şapka yüzeyinin kıvrımlılığı, şapka kenarlarında püskül yada saçaklar, şapka üzerinde kubbe yada memeler de mantarın cins ve türünün belirlenmesinde rol oynarlar.
B- ŞAPKANIN ALT YÜZÜ:
Mamantarlar, şapkalarının alt yüzünün görünüşüne göre üçe ayrılırlar:
1-Dikenli alt yüz
2-Borulu alt yüz (Süngerimsiler). Bazı mantarlarda borucuklar gözenek şeklindedir.
3-Lamelli alt yüz (radyal ve düşey plaklar şeklinde).
C- LAMELLERİN KONUMU:
Lamelli mantarlarda lamellerin mantar ayağı ile bağlantı biçimi mantarların belirlenmesinde oldukça yardımcı olurlar.
Resimde dört ana biçimin değişik varyasyonları da söz konusu olabilir.
Ayrıca lamellerin sık yada seyrek oluşu, mantar şapkasının uçlarından taşmaları, uçlarının düz yada çatallı oluşu, renkleri, kalınlıkları, kırılgan yada balmumu gibi oluşları vb. de mantarların cins ve türlerini belirlemede yardımcı olmaktadır.
Not: Serbest lamelli mantarlarda şapka ile ayak birbirinden ayrılabiliyor. Bitişik ve inişli tiplerde ise bu ayrılma hayli zor yada olanaksızdır (Bak: Şapkanın sap ile bağlantısı)
D- AYAKLARIN ÖZELLİKLERİ:
Ayaklarının şekli de mantarı belirlemede rol oynar. Ana şekiller aşağıda görülüyor:
a- Silindirik
b- Mekik biçimli
c- Karınlı
d- Şişkin
e- Kök uzantılı
f- Soğan biçimli
g- Tokmak tipi
E- MANTAR AYAĞINDAKİ HALKA/(YAKA/YÜZÜK), KASE/KIN veya ÇORAP:
Mantarların önemli özelliklerinden birisi de zar kalıntılarıdır. Bilindiği gibi mantar genel olarak ufak bir yumru olarak ortaya çıkmakta ve zamanla sporları oluşurken şekli de değişmekte ve tanıdığımız mantar halini almaktadır (solda).
Mantar yumrusunu çevreleyen bir dış zar bulunur. Mantarın boyutlarının büyümesiyle bu zar bir süre sonra parçalanmaktadır. Bu parçalanma değişik biçimlerde olabilir: Tüm çevre boyunca, üst yarıdan, alt yarıdan yada üst yada alt uçtan. Bir başka zar ise mantar sporlarının oluşma sürecinde, sporların içinde oluşacağı humeniumu örterek sporları korumaya yarıyan iç zardır. Buna humenium zarı adı verilir.
İşte bu zarların parçalanması sonucunda bir kısım zar artıkları yok olmayıp, şapka üzerinde yada kenarlarında pulcuklar yada püsküller (saçak) şeklinde, ayak uçlarında yada çevresinde kase yada çorap olarak, ayak çevresinde ise yüzük (yaka) yada kemer biçiminde kalmayaı sürdürürler.
Aşağıda dış ve iç zarların parçalanışı şamatik olarak gösterilmiştir.
a- Dış zar üst yarıdan parçalanıyor; şapka üzerinde değişik boyutlarda pulcuklar oluşur. (Solda)
Bunlar gerçek mantar pulları değildirler ve şapka yüzeyinden kolaylıkla ayrılabilirler. Amanita türü mantarlar böyledir ve bu özellikleri nedeniyle sinek mantarları olarak adlandırılırlar. Bu tür mantarlar genellıkle zehirlidirler. Yağmurla ayırt edici bu pullar yokolduğundan bazan deneyimli mantar toplayıcılar için bile karıştırma tehlikesi söz konusu olur .Sağ yukarıda Amanita pantherina sinek mantarı görülüyor.
b-İç zar parçalanarak, kolaylıkla ayrılabilen yüzük yada ayağa yapışık yaka şeklini alıyor.
Bazı durumlarda üst kısım da şapka kenarında saçak biçiminde kalır. İç zar, Cortinariuslarda örümcek ağı şeklinde olduğundan, kalıntılar, yapışık, kahverengi iplikcikler şeklindedir.(sporlarının renginden dolayı belirleyici özellik) Bunlara bu nedenle örümcek mantarları adı verilmiştir. Fotoğrafta şapkasının altı da üstü de kahverengi olan öldürücü "Cortinarius rubellus" örümcek mantarı görülüyor. (Bak: Toplarken dikkat!) (Sağ yukarıda)
c- Dış zar şapka ve ayak üzerine sabitlendiğinden kopma yanlardan oluyor.
Bu durumda kalıntı ayak boyunca bir puldan bir çorap şeklindedir.
Yaka ise çorabın ucunda ve yukarıya yönelmiştir. Çoğu kez aynı pul pul yapı şapka üzerinde de oluşur. Pholiota türü (püsküllü) mantarların pek çoğunda bu özellik görülmektedir.
Fotoğrafta Phoilota squarrosa püsküllü mantarı görülüyor. (Sağ yukarıda)
F- MANTAR AYAĞININ/SAPININ GEVREKLİĞİ:
Mantarların dokusal yapısı, uzunlamasına lifcikler şeklindedir. Herhangi bir mantarın sapını -kurumuş durumda değil ise- ortadan kırdığınızda şekilde görüldüğü gibi (solda) boylamasına liflerle karşılaşırsınız.
Ancak bu durumun iki istisnası bulunmaktadır. Russula ve Lactarius türü mantarlarda yapı lifli değil gevrek olduğundan, bunlar kırılıp parçalanırlar (sağda). Bu mutlak belirleyici özellikleri ile bu iki tür mantarı kesin olarak saptamak olanaklıdır.
İki türü birbirinden ayıran ana özellik ise -başka bazı tali özelliklerin yanında- Lactarius mantarlarda, mantarın kırılan yada kesilen yüzeyinde "süt" adı verilen renksiz yada renkli bir sıvının oluşmasıdır (Sağda-Lactarius volemus). Bu özellik, russulalarda asla yoktur. (Solda-Russula vesca)
G- MANTAR ŞAPKASININ SAP İLE BAĞLANTISI:
Lamelli mantarlarda şapkanın sap ile bağlanma biçimi (Bak: Lamellerin konumu) lamelli mantar cinslerinin tanınmasında oldukça belirleyicidir. Bu açıdan bakıldığında lamelli mantarlar iki gruba ayrılabilir:
1-Şapka ile ayak birbirinden kolayca ayrılabilir.
Lamellerin serbest, yani ayaktan ayrık olduğu durumlarda, humenium, (Bak: Humenium) şapkanın ayrı bir bölümünü oluşturur ve bu nedenle ayaktan rahatlıkla ayrılabilmektedir. Bazan şapka ile ayak arasında net bir ayrım çizgisi gözlenebilirken çoğu zaman bu ayrımı gözleyebilmek icin büyüteç kullanmak gerekmektedir.
Aşağıda bu türden olan mantarlara örnekler verilmiştir:
a-Amanita türleri (Gelin mantarı, Padişah mantarı vb.)
b-Lepiota türleri /Pullu mantarlar (Şemsiye mantarı, Söbelen/pösteki mantarı vb.)
c-Agaricus türleri/ Şampinyonlar (Kültür mantarı, çayır mantarı vb.)
2-Şapka ile ayak birbirine sıkıca bağlıdır.
Lamellerin bitişik yada inişli olduğu mantarlarda, şapka ile ayak üst üste çakışmışlardır, dolayısıyla onları birbirlerinden ayırmak oldukça zor yada imkansızdır.
H- MANTARI RENGİ:
I- MANTARIN KOKUSU:
J- MANTARIN TADI:
Bir mantar türünde dahi renk farklılığı oldukça büyüktür. Bu nedenle mantarların rengi, tür belirlemede büyük önem taşımaz.
Renk özelliği genetik bir karakterdir, ancak mantarın yaşlılığı ve nemliligi de renk üzerinde önemli rol oynarlar.
Bazı türler neme karşı çok daha hassastır ve nemlilik arttıkça renkleri koyulaşırken, nemliliğin azalmasıyla renkleri de açılır.
Bazı mantarların renkleri de, örneğin Russula türleri, suda çözülen renk maddeleri içerdiklerinden, yağışlı havalarda, suyla birlikte akıp gider.
Pekçok mantarın çok özel bir kokusu vardır. Bu nedenle koku, mantarın tanınmasında önemlidir. Ancak bir başka açıdan da koku, kişilere bağlı bir duyudur, yani kişiden kişiye değişir. Bu nedenle başkaları için koku tanımlamak oldukça zordur.Mantarın kokusu, en iyi şapkasının altından alınır. Bazı kokular ancak mantarı kırdığınızda hissedilir, bazılari ise çok ucucudurlar. Bu nedenle mantarı kırar kırmaz koklamak en doğru yöntemdir.
Ayrıca, soğuk havada iyi koku alınmaz. Onun için koklarken, mantarı avuç içine alıp ısıtmak yada oda sıcaklığına getirip koklamak en iyisidir.
Mantarın tadının -mantar pişirilmeden yenmeyeceği icin- çig durumda hiçbir anlamı yoktur.
Ayrıca zehirli mantarları tadarak tanımak da olanaksızdır. Biliniyor ki pek çok zehirli mantarın tadı oldukça leziz(!)dir.
Mantar tatmanın gerekli oduğu, işe yarar tek bir istisnai durum vardır: Russula cinsi mantarların yenen türlerini saptamak.
(Bak: Tat Yoklaması)
K- MANTAR SPORLARININ RENGİ:
Bir lamelli mantarın türünü belirlemede önemli bir yardımcı da, o mantarın sporlarının rengidir. Genel olarak mantarın gelişmesinin başlangıc evresinde, mantarın sporları oluşmadığı için, genç mantarları bu yoldan tanımak olanaklı değildir. Mantar gelişip sporlar olgunlaştığı zaman, sporlar şapkanın alt yüzüne renklerinin damgasını vururlar. Pek çok mantarın lamellerinden bu renk kolaylıkla izlenebilir. Ama daha güvenli olması için asağıda açıkladığımız SPOR İZİ deneyine başvurulur.
Spor İzi Deneyi:
Spor rengi araştırılacak mantarın sapını, şapkaya yakın bir yerden keserek, şapkayı sapından ayırın (en az iki adet).
Şapkalardan birini beyaz, diğerini de siyah bir kağıdın üzerine, lamelleri yere bakacak şekilde yerleştirin.
Şapkaların üzerine bir kase kapatın.
Bir kaç saat sonra, yada bu denemeyi akşamdan yaptıysanız, ertesi sabah, kaseyi ve ardından mantar şapkasını dikkatlice kaldırın. Kağıt üzerinde sporları, merkezden çevreye radyal sıralar halinde, rahatlıkla göreceksiniz. Tabii ki renklerini de.
Not: Bu iz deneyi, çok kuru mantarlarda da iyi netice vermeyebilir.
Asağıda dört renk spor izi fotoğrafı görülüyor.
Beyaz spor izi Kırmızı spor izi Kahverengi spor izi Siyah spor izi
-Şemsiye mantarı
-Köy göçüren
-Horoz mantarı Clitopilus prunulus Örümcek mantarları
- Cortinarius orellanus
- Cortinarius rubellus - Kültür mantarı
- Söbelen
(Pösteki mantarı)
Bir mantarın türünü belirlemekte, başka özellikler de önemli rol oynarlar:
Sap ile şapkanın göreli bağlantı biçimi:
Merkezi, eksantrik veya yandan bağlı.
Büyüme biçimi:
Tek tek, deste biçiminde, gruplar halinde, öbek öbek vb.
Konu Başına Dön / En Başa Dön
MANTARLAR NASIL YAŞIYORLAR
Daha önce de bahsettiğimiz gibi mantarlar bitki olmadıklarından yaşamaları için gerekli besin maddesini (hidro karbonlar) oluşturamazlar. Dolayısı ile organik maddeleri başka organizmalardan sağlamak zorundadırlar. Bu besin maddelerinin yardımıyla hem kendi bünyelerini inşa ederler hem de onları yakarak elde ettikleri enerji ile yaşamları için gereken işlemleri yapabilirler.
Bu besin maddelerini diğer organizmalardan elde ediş biçimlerine göre mantarlar üç ana gruba ayrılırlar:
Grup 1: SAPROFİT (Çürükçül)
Gerekli besin maddelerini ölü bitki ve hayvanlardan sağlayanlar. Bu mantarlar, bakterilerle birlikte doğadaki ölü, organik maddeleri parçalayıp ayrıştırırlar. Böylece ölü bitki ve hayvanlarda birikmiş bulunan inorganik maddeler tekrar doğaya geri dönmüş olur. Pekçok çayır mantarları, gübrelerde, çürümekte olan bitki ve ağaç kütüklerinde yaşayan mantarlar bu gruptadırlar.
Grup 2: PARAZİT (Asalak)
Gereksinmelerini canlı organizmaların sırtından sağlayanlar. Bu mantarlar bu nedenle canlı organizmalara zarar verir, çoğu zaman da ölümlerine neden olur. Meyve küfleri, ayak mantarları bu gruba girerler.
Grup 3: MİKORHİZA (Ortak yaşar)
Gereksinimlerini canlı bitkilerle ortaklaşa oluşturan mantarlar. Bu mantarlar ot ve ağaçlar ile karşılıklı yarara dayanan özel bir yaşam biçimi (sembiyoz) kurmuşlardır. Bu yaşam biçiminde mantarın iplikçikleri (miselyum), bitkilerin en ince kök uçları ile bağlantı kurarlar (mikorhiza). Mantarlar suda çözülmüş mineral tuzlarını bitkiye verirken bitkiden de organik besinleri, herşeyden önce karbonhidratları alırlar. Bizim çayır ve ormanlarda meyvelerine rastladığımız mantarlarin (büyük mantarlar) büyük bir bölümü bu gruba dahildirler. Bunların ayrıştırıcılık görevleri yoktur, ancak bitkilerin daha iyi gelişmesinde önemli katkıları bulunmaktadır.
Konu Başına Dön / En Başa Dön
MANTARLARIN ÜREMELERİ ve SPORLAR:
İlk başta da belirlediğimiz gibi mantarlar sporla üreyen canlılardır (organizmalar). Üremeleri için gereken sporları oluşturmak için bizim mantar dediğimiz meyveleri oluştururlar. Sporlar işte bu meyvelerin içerisinde oluşurlar.
Mantarlarda sporlar belli bir yapı içinde oluşurlar. Bu yapılara "humenium" adı verilmektedir. Bu yapılar değişik mantarlarda farklı biçimdedirler ve sporların oluşma biçimleri de farklı farklıdır. Esas olarak sporlar iki ana biçimde oluşurlar
Basidie mantarlar. Bu türlerde sporlar "basidium" adı verilen memeciklerin uçlarında oluşurlar. Sayıları genel olarak dört tanedir (nadiren 2, yada 6-8). Bu basidiumlar, mantar şapkalarının yapısına bağlı olarak şapkanın altındaki lamellerin, dikenlerin yada çıkıntıların dışında yada borucukların içerisinde "humenium" adı verilen ince bir yapı oluştururlar. Bunlarda yapı aşağıya yönlenmiştir ve sporlar genel olarak meyvanın alt yüzeyinde oluşurlar, ağırlıkları nedeniyle de doğrudan yere üşerler. Bazı istisna türlerde ise sporlar meyvanın üst yüzeyindedirler. Örneğin, Jelemantaları (Phragmobasidiemycetes sınıfı mantarlar)
Sporkeseli Mantarlar. Bu türlerde sporlar, spor keseleri denilen boru biçiminde yada yuvarlak keseciklerin içinde bulunurlar. Her kesenin içinde sekiz tane (nadiren 4) spor bulunur. Bu tür mantarlarda yapı (hümenium) yukarıya doğru yönlenmiştir ve olgunlaşan sporlar direk yukarı doğru savrulurlar. Bu nedenle dış görünüşlerinden bu tür mantarları saptamak olanaklıdır.
Sporkeseli mantarlardan "Geoglossaceae" familyası ile basidie mantarlarından "Clavariaceae" familyalarında ise şakuli yapılar ve tokmak biçiminde meyveler söz konusudur.
Kural olarak mantarların dış görünüşleri onların "humenium"lerinin yer alış biçimlerini yansıtır.
Sporların, meyvaların içinde oluştuğu yapı (humenium). Bu yapılarda meyva, küre, armut yada tokmak biçimindedir. Bu mantarların sapları (ayakları) olabilir veya olmayabilir. Bu tür mantarlarda meyva eti, zamanla kremsi, jelantinsi yada toz bir kitleye dönüşür. Sporların olgunlaşması ile birlikte sporlar değişik biçimlerde meyvadan dışarı atılırlar. Örneğin, meyvanın üsünde açılan bir delikten.
Sporların, meyvaların dış yüzeyinde oluştuğu, ancak bir şapkanın olmadığı yapı. Bu mantarların çok çeşitleri vardır. Bir temel yüzey üzerindeki ince bir zardan oluşan mantarlardan, kase, eyer, bulaşık süngeri, tokmak, çalı yada mercan biçimindeki mantarlara kadar.
Sporların, meyvaların altında yada dış yüzeyinde oluştuğu, ancak bir şapka ile korunmuş olmadığı yapı. Mantarın ilk oluşum evresinde, humenium, mantarın içerisindedir, ancak sporların olgunlaşması ile birlikte serbest kalırlar.
Mantar sporlarının şekil ve yapıları:
Basidie mantarlarda sporlar genel olarak bir ucunda sivri çıkıntıları olan oval biçimdedirler. Bu çıkıntı onların basidiumun ucuna tutunma noktalarını oluşturur.(basidiespor).
Sporkeselilerde ise sporların bu şekilde tutunma noktaları yoktur, kese içindeki protoplazmada serbest halde bulunurlar (ascospor).
Sporların büyüklükleri ise çok değişkendir. Ancak büyüklük her tür için sabit olarak kalır. Basidie mantarlarda büyüklük 3-25 mikrometre iken, sporkeseli mantarların, iplikcik şeklindeki sporlarında 300-400 mikrometreyi bulur.
Yandaki resimde sporkeseli mantarlar ile basidie mantarlarda spor biçimleri ve humeniumda yer alışları görülmektedir:
a-Sporkesesi
b-Basidium
c-Basidiespor (Basidie mantarların sporu)
d-Ascospor (sporkeseli mantarların sporu)
e-Basidieli bir lamelin kesiti
ba-Basidieler
Basidie mantarlarda esas olarak humeniumda hatta ayak ve/veya şapkada da yeralan "Cystider" denilen bir tür hücre vardır. Başka bazı niteliklerin yanında bu hücrelerin varlığı/yokluğu yada biçimi, tür belirlemede çok önemli rol oynar. Örneğin Mycena ve Inocybe türlerinde.
pl-Pleurocystider (lamellerin yan tarafında bulunanlar)
ch-Cheilocystider (lamellerin - sivri kenarlarında- bulunanlar)
12 Ekim 2008 Pazar
- In: Mantarların genel özellikleri
- Posted By: By_RaDMiN
- Comments: No comments
0 yorum:
Yorum Gönder